film : av mevsimi
tam 4 ay öncesinden başlayarak reklam, fragman, haber vs. vs. beynimize kazındı av mevsimi, son asrın en iyi türk filmini seyredeceğimi düşünerek sabırsızlıkla bekledim.
ve evet işte "sinemalarda"ydı, aileden tam 8 kişi gittik, biletler alınırken kıllandım aslında, fazla bir kalabalık yoktu, bunu yaşadığım şehrin kültürel yapısına bağladım ve yerlerimizi aldık.
film başladı, etkileyici bir sinema başlangıcı, yavuz turgul fotoğraf fotoğraf işlemiş, harika bir görsellik, oooh güzel, şimdi filme doyacağız diyoruz içimizden. konu ilerliyor, özellikle cem yılmaz dötürmüş, şener şene diyecek yok
konu ilerlemeye başladı, ilk 20 dakika falan güzel, tamam, şimdi şimdi şimdi. şimdi ama ne konu ilerliyor ne heyecan kasırgası var. bu kadroyla yapılabilecek en kötü şeyi yapmışlar, kötü senaryo, daha ilk çeyrekte herkes anladı katili de sebebini de. yazık oldu bize de tabi, düşünsene katili bile bile 1 saat heyecansız bir filmi sinemada seyrettik.
kısacası zaman kaybı ve para israfı bir film, cem yılmaz harici ki o muhteşem bir oyunculukla sağlam bir karakter yaratmış, yediğiniz pop corn a yazık olur. bunca yıl sonra şener şen eminim ne yaptım ben demiştir, o na üzüldüm.
kitap : istanbul hatırası - ahmet ümit
av mevsiminden ne kadar ümitliydiysem bu kitaptan da o kadar ümitsizdim ama okudukça sardı, özellikle istanbul hakkında ki eşsiz tarihi bilgiler çok ince işlenmiş ve doyurucu.
ben biz türklerin cinayet romanı yazamayacaklarını sanırdım, bu kitabı okurken de teşhisi koymuştum, memlekette seri cinayet işleyecek zeka ve kültürde insan mı var ki romanı yazılsın. olsa olsa töre cinayeti işlenir onun kitabı yazılır.
işte tam da bu noktada ahmet ümit başarmış, av mevsimi yapımcısı ve senaristi başaramamış. ahmet ümit gayet zekice kurgulamış ve yazmış, av mevsimi ekibi resmen çuvallamış.
keşke av mevsimi yerine istanbul hatırasının filmi yapılsaydı, melekler ve şeytanlar tadında okudum, o tatta da seyrederdik. aynı başarısızlığı ejder kapanında da görmüştüm, zannederim bir daha türk polisiye cinayet filmi seyretmem.
ben biz türklerin cinayet romanı yazamayacaklarını sanırdım, bu kitabı okurken de teşhisi koymuştum, memlekette seri cinayet işleyecek zeka ve kültürde insan mı var ki romanı yazılsın. olsa olsa töre cinayeti işlenir onun kitabı yazılır.
işte tam da bu noktada ahmet ümit başarmış, av mevsimi yapımcısı ve senaristi başaramamış. ahmet ümit gayet zekice kurgulamış ve yazmış, av mevsimi ekibi resmen çuvallamış.
keşke av mevsimi yerine istanbul hatırasının filmi yapılsaydı, melekler ve şeytanlar tadında okudum, o tatta da seyrederdik. aynı başarısızlığı ejder kapanında da görmüştüm, zannederim bir daha türk polisiye cinayet filmi seyretmem.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkürler