tamam hayatımın kitabı değildi, üstelik zaman zaman sıkıcıydı. Ama adrenalinimi yükselten bir felsefesi vardı işte, şu lanet dünyaya bir iki küfürde ben ettim, kendi sivrisinek sahilimi hayal ettim.
yeniden dünyaya gelme şansım olsa, dinlerin icat edilmediği bir tarihte dünyaya gelmek isterdim, henüz, misyonerlerin elimize süslü kitaplar verip topraklarımızı almadığı bir devirde, hür ve gayesi sadece yaşamak olan bir adam olmak isterdim.
bizim bir yerlerde atladığımız bir şeyler var ama ne? bir şeyi gözden kaçırıyor olmasak hayatlarımız bu kadar zor olmazdı. bir sürü kuru felsefe işte, neyse daraltmayayım sizi. ben düşünmekten bitap düştüm, bulamadım. bir şey eksik ama ne
bir daha böyle kitaplar okumayayım bari, aynı psikolojiye "bütünün bir parçası" nda da girmiştim, polisiye oku gitsin değil mi? a be salak, Bilinç, korkunç bir lanettir. Düsünürsün, hissedersin, acı çekersin... ne gereği var şimdi ki.
aslında niyetim başka bir yazı yazmaktı ya, kafa öyle karışık ki,
bu arada sadece kafan karışık, yoksa işlerim çok çok yolunda, her şey güzel, borçlu olmamak hissini yıllar sonra ilk defa yaşıyorum, ya da yaşayacağım, içimdeki "eyvah" hissini unutmak zaman alacak biraz, ne zaman şöyle bir iki saniye dalsam, sanki bir alacaklım kapıya gelecekmiş, ya da arayacakmış gibi irkiliyorum halen, ama öyle birisi kalmadı şükür.
söz yarın değişik bir konuda daha olumlu yazacağım, şimdilik hoş kalın, hoşçakalın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkürler